22 Ağustos 2019 Perşembe

Bu bir uçurtmanın kaçışı belki de değil..


Hep bir şeylerden kaçıyoruz ardımıza bile bakmadan hem de. Ama nasıl kaçıyoruz beş adımda bir yakalıyor kaçtıklarımız. Hep duyuyoruz ya,şu okulu bir kazanayım şuradan bir kurtulayım bir daha adımımı atmam buraya. Öyle oluyor mu sizce? Bu sefer de şu işe bir gireyim bütün hayatımı değiştireceğim,buradan kurtulacağım. Bu oluyor mu peki? Okulu bitirmişsinizdir,işe girmişsinizdir hatta belki de çalıştığınız yerin gözdesi bile olmuşsunuzdur. Ee yetmiyor mu ki bunlar? 


Neyden kaçıyoruz biz sürekli? İnsanlardan,ailemizden? Şehirden,trafikten? Bence hiç biri değil. Kendimizden..

Biz hep sanıyoruz ki,gidince her şey değişecek. Çok farklı insanlar olacağız,her şey geçecek. Eninde sonunda başladığınız yere geri dönünce anlıyorsunuz. Babaannem hep derdi ki:İnsanın kendine yaptığını,memleket toplansa yine yapamaz. Evet babaanne öyle der geçerdim hep. Durup acaba ne diyor, ne demek istiyor diye bile düşünmedim. Sonra,çok sonra düşünmeme gerek kalmadan yaşadım bir bir. Kendi kendime yaptım yaşadığım her şeyi. İyiyi de kötüyü de. Ama bilirsiniz insanlar iyiyi pohpohlamak,kendine pay çıkarmak konusunda usta oldukları gibi,kötü zamanlarda toz olmakta da ustadır. Çünkü bilirsiniz işte insanlar biraz şeydir.

Etrafınızdaki insanlara sorun. Kaç tanesi olduğu yerde,yaşadığı evde,çalıştığı işte mutlu? Belki iki belki üç. İşte ben de hep etrafımdakilere sora sora sevmediğim işime gitmek için zorladım kendimi. Herkese sordum da bir kendime sormamışım yıllarca. Yaşım otuz falan değil ha daha yirmili yaşlarımdayım. Ama sevmediğim yerlerde,sevmediğim, görmeye tahammül bile edemediğim insanlarla çalışarak geçirdiğim beş yılım var. Ömrümden boşa giden beş yıl. Benim için şuan öyle kıymetli ki o beş yıl. Beş yılda evlenebilirim,anne olabilirim eğer istersem. Ya da her gün hayalini kurduğum iş yerimi açabilirim,üniversite okuyabilirim. İşte bunları hiç kendime söylememişim aslında. Kendimden bıktığımda,aynaya bakıp mutsuz yüzümü izlediğimde geç olmasın diye... Sevmediğim işimi bıraktım,yüzünü görmeye tahammül bile edemediğim ama ayıp olmasın diye görüştüğüm kim varsa hepsini hayatımdan çıkardım. Başka bir şehre yerleştim hem de evim bile yokken. Hiç korkmadım dersem büyük yalan olur. Yıllarca her şeyi,herkesi geride bırakıp gitme hayalim ,otobüse bindiğimde gözümden düşen yaşlarla bitti zannettim. Bitmemiş. Aşık oldum,kendime ait küçücük bir evim oldu. İstediğim gibi yerleştirdim eşyalarımı. Kimse "bu bardak neden burada" demedi. Çok zorluk da yaşasam yanımda elimi sımsıkı tutan biri hep vardı. İşte benim de en büyük şansım kendisi. Yazdıklarımı kimsenin okumadığı,kimseyle paylaşmadığım zamanlarda hiç bıkmadan okuyan,her zaman ama her zaman destek olan... Mesela şimdi ben hiç bir yerden gitmek istemiyorum,kaçmak istemiyorum.Zaten mesele gitmek değil,nereye ait olduğunu bilmemek,ne aradığını bilmemek-miş. Olmak istediğim yerde,olmak istediğim insanla birlikteyim. Keşkem yok,pişmanlığım yok,şüphelerim yok. 

İşte o yüzden hep babaannemin sözünü hatırlarım. Kendime yaptığımı,memleket toplansa bana yapamazdı. Kimse bana dünyanın en güzel gözleri sana hep aşkla bakacak demedi,sevmediğim bir işi bırakmam için desteklemedi kimse. Ben kendime en büyük iyiliği yaptım. 

Büyüttün beni.
Dinlemeyi öğrettin.
Konuşmayı.
Şarkı söylemeyi ve dokunmayı...

Bana hep büyümeyi öğrettiler.
Çocuk kalmak için hiç zamanım olmadı.
Çocuk oldum,çocuk kaldım ben seninle.
Hem büyüdüm
Hem çocuk kaldım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Söz Veriyorum,söz...

-Hepsi Geçti -Her Şey Geçecek   Diyeceğim Sana Bir Ömür. Hadi Sarılalım Hayatın anlam kazanınca havalanıyorsun. Sabah bir uyanıyor...