26 Ağustos 2019 Pazartesi

Söz Veriyorum,söz...

-Hepsi Geçti

-Her Şey Geçecek  

Diyeceğim Sana Bir Ömür.

Hadi Sarılalım


Hayatın anlam kazanınca havalanıyorsun. Sabah bir uyanıyorsun,bütün yorgunluğun seni terk etmiş. Dün yorgun başını ıslak saçlarla yastığa koyduğunda,ilk trene atlamış gitmiş. Kalbindeki motorların gücüyle havalanıyorsun. O gün, aslında hiç önemi olmayan her şey önemli hissettiriyor,anlamlı geliyor.

Güneş Doğmuş
Aaa ne güzel doğmuş!

Sanki bundan önceki 21 yıl ya da yüzyıllar boyu doğmamış gibi.
Yok doğdu elbette ama bugün anlamlı.
En azından benim için bugün çok daha anlamlı.

Biz her şeyin olmasından yanayız. Olmaması hep en kötüsü. Güneş doğdu,doğdu çünkü bir gece önce batmıştı. Her yer karanlıktı ama şimdi aydınlık. Öyle aydınlık,öyle parlak ki kör edecek gibi! İşte bir gece önce güneş battığı için şimdi yeniden doğdu,hep doğacak,her gün.Aşk filmlerine konu olmaya devam edecek hep. Ama bizim için kaç kez doğacak onu bilmiyoruz.
Hadi bugün güzel bir şey olsun diye uyanıyoruz hep.
Güzel bir şey yapayım demiyoruz.
Mucizeler bekliyoruz hep.
Sihirli bir değnek her şeyi değiştirecek gibi.
Mucize biziz.
Sihirli değnek yüreğimizin ta kendisi,en içi.
Gökyüzüne bakın;o yüzler sizin için.
Sokağın kendisi,toprak,toprağın altındaki ateş topu.
Bütün bunlar sizin için.
Sizin olduğu kadar başkaları için de.
Sabah uyandığınızda bunu anımsayın.

"Beklersin işlerin yoluna girmesini,
Herkesin acını sahiplenmesini,
Gönlündeki kuşların büyümesini beklersin.
Dursun dünya,
Dönmesin.
Yörüngesinden çıksın tüm gezegenler
Alt üst olsun insanlık istersin."

Ben bunların hepsini istedim. Sonra kendime kızdım. Sonra kendi içimde kendimle hesaplaştım sonra bir daha istedim. Kendi mutsuzluğumu bıraktım insanların nasıl bu kadar mutlu olduğuna üzüldüm. Her şeye üzüldüm. Her şeye kırıldım. Herkese. Hiçbir şey bilmedi,hiç kimse bilmedi. Perdeleri çekmedim hiç,güneşe bakmadım. Sonra kısacık  bir an beni kendime getirdi.
Her karanlık  muhakkak aydınlığa kavuşacak. 
Her acı dinecek.
Geçmese de dinecek,buna söz verebilirim.

İşte o gün güneş benim için doğmuştu. Herkesle,her şeyle barıştım içimde. Hesaplaşmadım. Kin tutmadım. Her şey o kadar muazzam bir düzende ilerliyordu ki aslında. Her şey bizim içindi bu hayatta,ölüm de,küslük de,hastalık da,mutsuzluk da. Tabii bütün güzellikler de. Ben çok değerliyim!

"Senin uzun süreler kaybettiğine yandığın şeylerden ben vazgeçtim. Her şey bitti sandığın günleri,sabahını göremeyeceğini düşündüğün kara geceleri gülerek anlattım eşe dosta. Hepsi geçti,her şey geçecek diyeceğim sana bir ömür."
Söz...

22 Ağustos 2019 Perşembe

Bu bir uçurtmanın kaçışı belki de değil..


Hep bir şeylerden kaçıyoruz ardımıza bile bakmadan hem de. Ama nasıl kaçıyoruz beş adımda bir yakalıyor kaçtıklarımız. Hep duyuyoruz ya,şu okulu bir kazanayım şuradan bir kurtulayım bir daha adımımı atmam buraya. Öyle oluyor mu sizce? Bu sefer de şu işe bir gireyim bütün hayatımı değiştireceğim,buradan kurtulacağım. Bu oluyor mu peki? Okulu bitirmişsinizdir,işe girmişsinizdir hatta belki de çalıştığınız yerin gözdesi bile olmuşsunuzdur. Ee yetmiyor mu ki bunlar? 


Neyden kaçıyoruz biz sürekli? İnsanlardan,ailemizden? Şehirden,trafikten? Bence hiç biri değil. Kendimizden..

Biz hep sanıyoruz ki,gidince her şey değişecek. Çok farklı insanlar olacağız,her şey geçecek. Eninde sonunda başladığınız yere geri dönünce anlıyorsunuz. Babaannem hep derdi ki:İnsanın kendine yaptığını,memleket toplansa yine yapamaz. Evet babaanne öyle der geçerdim hep. Durup acaba ne diyor, ne demek istiyor diye bile düşünmedim. Sonra,çok sonra düşünmeme gerek kalmadan yaşadım bir bir. Kendi kendime yaptım yaşadığım her şeyi. İyiyi de kötüyü de. Ama bilirsiniz insanlar iyiyi pohpohlamak,kendine pay çıkarmak konusunda usta oldukları gibi,kötü zamanlarda toz olmakta da ustadır. Çünkü bilirsiniz işte insanlar biraz şeydir.

Etrafınızdaki insanlara sorun. Kaç tanesi olduğu yerde,yaşadığı evde,çalıştığı işte mutlu? Belki iki belki üç. İşte ben de hep etrafımdakilere sora sora sevmediğim işime gitmek için zorladım kendimi. Herkese sordum da bir kendime sormamışım yıllarca. Yaşım otuz falan değil ha daha yirmili yaşlarımdayım. Ama sevmediğim yerlerde,sevmediğim, görmeye tahammül bile edemediğim insanlarla çalışarak geçirdiğim beş yılım var. Ömrümden boşa giden beş yıl. Benim için şuan öyle kıymetli ki o beş yıl. Beş yılda evlenebilirim,anne olabilirim eğer istersem. Ya da her gün hayalini kurduğum iş yerimi açabilirim,üniversite okuyabilirim. İşte bunları hiç kendime söylememişim aslında. Kendimden bıktığımda,aynaya bakıp mutsuz yüzümü izlediğimde geç olmasın diye... Sevmediğim işimi bıraktım,yüzünü görmeye tahammül bile edemediğim ama ayıp olmasın diye görüştüğüm kim varsa hepsini hayatımdan çıkardım. Başka bir şehre yerleştim hem de evim bile yokken. Hiç korkmadım dersem büyük yalan olur. Yıllarca her şeyi,herkesi geride bırakıp gitme hayalim ,otobüse bindiğimde gözümden düşen yaşlarla bitti zannettim. Bitmemiş. Aşık oldum,kendime ait küçücük bir evim oldu. İstediğim gibi yerleştirdim eşyalarımı. Kimse "bu bardak neden burada" demedi. Çok zorluk da yaşasam yanımda elimi sımsıkı tutan biri hep vardı. İşte benim de en büyük şansım kendisi. Yazdıklarımı kimsenin okumadığı,kimseyle paylaşmadığım zamanlarda hiç bıkmadan okuyan,her zaman ama her zaman destek olan... Mesela şimdi ben hiç bir yerden gitmek istemiyorum,kaçmak istemiyorum.Zaten mesele gitmek değil,nereye ait olduğunu bilmemek,ne aradığını bilmemek-miş. Olmak istediğim yerde,olmak istediğim insanla birlikteyim. Keşkem yok,pişmanlığım yok,şüphelerim yok. 

İşte o yüzden hep babaannemin sözünü hatırlarım. Kendime yaptığımı,memleket toplansa bana yapamazdı. Kimse bana dünyanın en güzel gözleri sana hep aşkla bakacak demedi,sevmediğim bir işi bırakmam için desteklemedi kimse. Ben kendime en büyük iyiliği yaptım. 

Büyüttün beni.
Dinlemeyi öğrettin.
Konuşmayı.
Şarkı söylemeyi ve dokunmayı...

Bana hep büyümeyi öğrettiler.
Çocuk kalmak için hiç zamanım olmadı.
Çocuk oldum,çocuk kaldım ben seninle.
Hem büyüdüm
Hem çocuk kaldım...

1 Ağustos 2019 Perşembe

Biz Beraber Olunca...

Ölüm,hayatta olmanın bedelidir.

Hayatsa ölüme razı olmanın ödülü.

En kaba tahminle,ölüp yalnızca toprağa dönüşmekle kaldığımızı kabul edecek olursak,ölüm hakikaten de yalnızca canlıların meselesidir. 

  Karanlığın aydınlığa kavuştuğu o yerde beraberdik. Beraber olmaktan kastım yan yana olmak değil tabii biliyorsunuz. Zaten onca yılı toplasak belki beş yıl aynı evde yaşamışızdır. Olsun biz onu yirmiyle çarpıp yüz yıl yaparız,bizim ihtiyacımız olan şey bu çünkü. Belki yüz yıl belki bin yıl...

Biz beraber olunca yani;kalplerimiz bir atınca bir yudum ekmekle doyardık,fazlasında gözümüz olmazdı. Gözümüz olsa da elimizde olmazdı zaten. Ama üzülmezdik. Dedim ya beraberdik çünkü.

Biz beraber olunca,her şey iyileşirdi. En amansız hastalıklar bile hatta. Çünkü öyle demişti bana.
"Siz yanımdasınız ya,ne acım kaldı ne ağrım"
Ee bu ne demek? Demek ki sevgi iyileştiriyormuş,daha çok seveyim,en çok ben seveyim öyle bir seveyim ki herkes sevmeyi sevsin.Sevdikçe güzelleşsin her şey. Bu öyle bir sevmekti çünkü.

Biz beraber olunca, kahvelerimiz hep soğurdu. Soğusa da içerdim. Şimdi soğuyan her şeyden nefret ediyorum. Kahve ikramından bir anda rakı sofrasına geçilirdi. Sofraya geçilirdi de yaşanılanları geçirmeye yetmezdi. Geçmiş de bizimle beraber otururdu. Biz de ayıp olmasın diye geçmişe kadeh kaldırırdık. Ben kahveyle eşlik ederdim ama olsun. Kahve de geçmişe içilebilirdi dimi?

Biz beraber olunca, bağıra bağıra susardık. Gözlerine bakınca insan hüzünden,yorgunluktan başka bir şey göremezdi. Ben o gözlere biraz olsun huzur vermek için susardım. O konuşurdu,gözlerinle. Yaşadığı bütün kötülükleri unutsun diye susardım.

 Biz beraber olunca,çok büyük sarılırdık. Büyük sarılmak ne demek? İşte öyle büyük ki tabiri yok. Hasta kalbini,kalbimde hissederdim.

Biz beraber olunca,evin ışıkları sönmezdi hiç. Sönerse...

Sonra,çok sonra şu odanın ışıkları bir yansa hayatta olduğunu bileceğim. Sonra bu bilgi,bir ömür boyu senin hayalini kurmam için yetecek. Yere düşen perdelerle beraber kızlarını da kaldırsan keşke.

Gözlerinin yorgunluğu geçti,hüznü geçti. Cansız yatarken gördüm bunu. Görmeseydim keşke ama gördüm. Bu görmek var ya Baba,her gözümü kapattığımda kör olmama sebep oldu. Her gece ağlayarak kan ter içinde uyandığım,her yerde seni aradığım,her seste,her kokuda seni aradığım yıllar geçmiş. Yıllar geçmiş de başka bir şey geçmemiş.


Özür dilerim baba,iyi edemediğim için.
Özür dilerim baba,seninle beraber geçmişe kadeh kaldıramadığım için.
Özür dilerim baba,yorgunluğunu alamadığım için.
Özür dilerim baba,daha büyük sarılamadığım için.
Özür dilerim baba,odanın ışıkları söndüğü için..


.


                                       https://www.youtube.com/watch?v=wCbzVAT-Qpc

                         

Söz Veriyorum,söz...

-Hepsi Geçti -Her Şey Geçecek   Diyeceğim Sana Bir Ömür. Hadi Sarılalım Hayatın anlam kazanınca havalanıyorsun. Sabah bir uyanıyor...